Pas de probléme!


Özledim seni blog. Garip ruh hâlleri içersindeyim. Yazmak isteyip yazamıyorum, Zeze gibi meşgul de değilim ama tembellik mi deseeem, uyuşukluk mu deseeem ne desem bilemedim. Bak onu bile diyemedim.
Okul ve yurt arasında geçiyor hayatım şu sıralar. Bir de yolda. Yolda müzik dinliyorum. Beatles dinliyorum. En çok da A Hard Day's Night dinliyorum.
Hissettikleriyle barışık insanlar ne güzel insanlar dimi?
Sevince seviyorum diyen, kıskanınca kıskanıyorum diyen, ne istediğini ifade edebilen. Karşısındakini kırdığına dair en ufak bi şüphede durumu açıklığa kavuşturarak samimiyetini belli edebilen. Kendi zanlarının daima doğru olmadığının farkında olan.


Dün Fransızca hocam derste örnek vermek için, beni gösterip "Onun bi sevgilisi var, adı da Mehmet. Ve ailesinde hiç kimsenin bundan haberi yok." gibi bişey söyledi. Ben de "Noluyo len benim niye haberim yok?" gibisinden baktım, sonra karşılıklı güldük falan. Ders bitti, sınıfta tesadüfen hocayla ikimiz kaldık. Hoca yanıma gelip, çat pat Türkçesiyle "Şaka yapıyorum. Anlıyorsun?" dedi. Ben de gülerek "Tabii ki biliyorum, önemli değil." gibi şeyler söyledim. Ama İngilizce. Fransızca karşılık vermek isterdim ama o reflekse sahip değilim. "Bazı insanlar böyle şakalardan rahatsız oluyolar da." falan dedi mahçup mahçup. Şimdi ben bu insana güzel demeyeyim mi arkadaş? Ve neden etrafımda böyle, kendisiyle problemleri varsa bile (ki herkesin vardır diye düşünüyorum) bunları başkalarına yansıtmayan, çekingenliğin arkasına sığınarak kabalaşmayan (ki bahsettiğim hoca da çekingen olduğunu söyler), insanlara gülümseyerek yaklaşan birilerini istemeyeyim? Böyle insanların varlığını fark edince neden mutlu olmayayım?
Pazartesilerimi çekilir kılan bişey varsa, o da Fransızca dersleridir.
"Neden Fransızca öğreniyorsun ki? İspanyolca daha çok konuşuluyor. Ya da Rusça falan öğren bence." diyenlere cevabım, "Benim Fransızca hocam bi tane!" olacaktır bundan sonra.
O an çıkmadı ağzımdan tabi daha bikaç aylık azıcık Fransızcamla ama, burdan söyleyeyim kendisine ulaşsın:
Pas de probléme!


( E oraya kocaman Beatles albüm kapağını koymuşsun ama hiç bahsetmedin diyen varsa, o albümle ilgili duygularım yoğun ve elbet bâki. Ama bu sıralar yazma konusunda pek verimli sayılmam. O sebepten süresiz erteliyorum. İnşallah bigün yazmaya çalışır ve az çok becerdiğime inanırım, siz de okursunuz. Okursunuz dimi? Böyle kendi kendime mi konuşuyorum acaba ya?.. )

katharsis

Phasellus facilisis convallis metus, ut imperdiet augue auctor nec. Duis at velit id augue lobortis porta. Sed varius, enim accumsan aliquam tincidunt, tortor urna vulputate quam, eget finibus urna est in augue.

Hiç yorum yok: