Filifu

Yiğit Sertdemir diye bir adamdan bahsedeceğim biraz.
Öncelikle, eğer okumadıysanız Anlatmış mıydım sana? adlı yazıyı okumanızı, en azından göz gezdirmenizi temenni ediyorum. “Gerçek Hayattan Alınmıştır” diye bir tiyatro oyunu üzerine yazmıştım.

Bu, Yiğit Sertdemir’in yazmış olduğu oyunlardan izlemiş olduğum ikinci oyundu ve ilkinden daha etkileyiciydi benim için. Belki içinde silah patladığından, belki konusundan, belki ilkinin komedi kaynaklı hafifliğinden (ki kesinlikle negatif bi anlamda değil bu “hafiflik”, sadece izlemenin rahatlığına dair bi sözcük).  İzlediğim ilk oyunu, “Öldün Duydun mu?”ydu. Yine Kumbaracı50’deydi. Salona girip gözüme bir sandalye kestirip ona doğru ilerlerken, yolumun üzerindeki küveti farketmiştim. Sonra da içindeki cesedi! Kalbimin hop edişini hatırlıyorum. “Bu nasıl komedi, cesetli mesetli?” diyecek olursunuz belki ama, öyle bi komedi işte. .Hem Yiğit Sertdemir bu, oyunun sonunda ölüyü bile canlandırabilir. Anlatmak istediğim de aşağı yukarı bu işte. İzlediğim iki oyununda ve yeni okuduğum başka iki oyununda gördüğüm özellik, hep bi “sürprizli son”. Tek mekânda geçen bu dört oyunun da sonundaki “a-aaa” olma durumu.

O durum, “Öldün Duydun mu?”da kıkır kıkır güldürürken, “Gerçek Hayat”ta gözleri doldurup hafiften de kalp atışlarını hızlandırıyor. “Bekleme Salonu”nda bir “Vay çakallaar” çektirip, acımasız iş dünyasından daha da soğutuyor. (Zaten geçenlerde Margin Call diye bi film izledim, yine korktum takım elbiseli beyaz yakalılardan. Hayır yapmayayım diyorum, insanları sınıflandırmayayım diyorum, ama popüler kültür önyargılarımın yakasını bırakmıyor. Zeze büyüyüp böyle iş kadını falan olunca geçecek önyargılarım bence. Hatta şimdiden birazcık azalmış olabilir. Gülücük.) "O.B.E.B"de ise bilmece gibi düşündürüyor. Şahsen hâlâ düşünüyorum.

Yiğit Sertdemir, yazmış olduğu oyunları oynamakta olan (tabii kendisinin de oyuncu ve yönetmen olarak yer aldığı) tiyatro grubu AltıdanSonra'nın da kurucu üyelerinden. Kısaca şuracıkta anlatılmış neler yaptığı.

Kumbaracı50 üçlemesinin devamı olan Barzo ile Konserve’yi ve Dertsiz Oyun’u izlemek için sezonu beklerken; 444 ve Fail-i Müşterek için de takipteyim. Bir de Yiğit Sertdemir’in yeni oyunlar yazmasını ve Kumbaracı50’de, o garip büyülü salonda sahnelemesini beklemekteyim. Ne diyeyim, belki bi gün birinde, bi şekilde yer almak da kısmet olur. 

Gerçek Hayattan Alınmıştır'ın yeni farkettiğim fragmanı. Buyrun izleyin, oyunu da izleyesiniz gelsin.:


katharsis

Phasellus facilisis convallis metus, ut imperdiet augue auctor nec. Duis at velit id augue lobortis porta. Sed varius, enim accumsan aliquam tincidunt, tortor urna vulputate quam, eget finibus urna est in augue.

Hiç yorum yok: