NO1: Kalabalık metrobüsten atmışım kendimi yorgun argın otobüse binmek üzereyim. Geldi otobüs kapıya adımımı attım ilerleyemiyorum. Akbilin önünde bir panik yaşanıyor ki aklınız durur. Teyzenin biri : " ALLAH AŞKINA DUR BEN BASICAM" "KIZ SEVİİİİM DUR BEN BASICAM" ama öbür teyze de hırslı aklına koymuş bir kere arkadaşına akbili o basacak : "ÖLÜMÜ GÖR İÇİMDEN GELDİ BASICAAAAM". Arkamda kuyruk aldı başını gitti. Atarlı gencim ben dayanamadım. " Sakin olun yahu sakin olun birinizi bassanızda siz de kurtulsanız biz de.."
NO2: Bu sefer bir metrobüs bekleyiş anı. Günlerden P.tesi. Önümdeki kadının mesajlarına gözüm ister istemez kayıyor. " İyi haftalar canım" mesajı Ayşe'ye iletiliyor. Hemen ikinci bir mesaj kutucuğu açılıyor: "Günaydın canııım, iyi haftalar". Bu mesaj da Fatmaya gidiyor. Üçüncü mesaj kutucuğu da açılınca gözümü devirip kadının telefonundaki herkese mesaj atışını izlemeyi bırakıyorum. Diyebilirsiniz ki ne var bunda yahu kadın hoşluk tatlılık yapıyor. Yapmayın yahu olayın altında yatan sebepler bana itici geliyor. Takılar, kıyafetler, arabalar gibi arkadaşlıklarda artık ardına sığınılan, güven duygusu oluşturan bir dayanak. Bir güç gösterisi. Ganimet. İyi haftalar mesajının altında ben hemen şunları görüyorum " Beni unutma, ben senin iyi arkadaşınım, bana da iyi haftalar dile , hala beni seviyor musun ? , hala benim yakın arkadaşım mısın? Ben seni düşünüyorum sen de beni düşün.". Sims oyununda karakterlerin sağlık, mutluluk, sosyallik gibi kutucukları vardı. Kutucuklar zamanla boşalırdı sen de onları tekrar yeşile döndürmeye çalışırdın. Arkadaşlıkta aynen böyle işliyor o kadın için. Ayşe'nin ki yeşilden kırmızıya dönmüş mesaj atayım, Fatma hala yeşil ona da şimdilik Facebooktan like atayım. Hey gidi sanal dünya sen nelere kadirsin..
Peki neden yaz gecesi ruhu?
Gece, günün en büyülü saatleri değil midir? Gündüzün kaosundan sıyrıldığın, kendinle baş başa kaldığın, maskelerini indirme şansına sahip olduğun, kalabalıklarından arındığın saatler.
Her şeyi yapabilirmiş, herkese ulaşabilirmiş gibi hissettiğin, varolmaktan en çok keyif aldığın dakikalar.
Kendi dünyanda ördüğün ince bir duvarın ardında gerçek dünyayı kısa bir süre için geride bıraktığın, yalnız kalabildiğin, dünyanın aslında sadece sen olduğunu en iyi anladığın saniyeler.
Bu büyülü araf en çok da yazın bulur beni. Bu blog da bir yaz gecesi doğmadı mı zaten?
Şimdi söyle, yaz gecesi ruhunu sen de hissetmedin mi hiç?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder