Flipped

Sometimes with people whole could be less.

Bazı filmler renkleri, üslubu, samimiyeti ile insanın içini ferahlatıyor. İzledikten sonra üzerinizde bir tutam huzur bırakıyor. Flipped' de onlardan biri benim için.


Filmin açılış şarkısı olan One Fine Day çaldığında filmi çok seveceğimi zaten anlamıştım. Bu şarkıyı dokuzuncu sınıftaki müzik grubum ile çalmıştık, birden o günlere döndüm.

" Filmde bir çocukluk aşkı anlatılıyor." Cümlesi film için çok hafif bir tanıtıcı cümle olur. Julie ile Bryce arasındaki ilişki basit bir çocukluk aşkı olarak tanımlanamaz sanırım. İkinci sınıfta tanışmaları ile başlayan hikayede tarafların karşılıklı mutluluğu yıllar sonra gerçekleşir ancak. Bu süre boyunca da iki karakterdeki gelişimi somut bir şekilde görebiliyoruz. Özellikle Bryce'ın değişimini.

Julie filmi başında gözüme tamamen psikopat ve dengesiz bir karakter olarak gözüküyor. Bunun asıl sebebi hikayenin öncelikle Bryce'ın gözünden anlatılıyor oluşu. Filmin üslubundaki tatlılıklardan biri de bu; aynı sahneleri bir Julie'nin iç sesi ile, bir de Bryce'ın iç sesi ile izliyoruz.

Ne diyordum efendim, işte Julie başta çok dengesiz gözüksede aslında hayata sıkı sıkıya tutunan, yaşıtlarına göre müthiş bir algıya ve yaşama karşı takındığı bir tavra sahip olan harika bir genç kız. Film boyunca doğa ile arasındaki ilişki vurgulanıyor.


Film ile ilgili çok fazla spoiler vermek istemiyorum. Aklımda yer eden bazı sahneler ve alt metinlerden bahsetmek istiyorum:

* Julie'nin ailesi hiper süper tatlı. Özellikle de müzisyen abileri. Bir aile yemeği sırasında çift ses söyledikleri şarkıları ile beni mest ettiler.
* Julie'nin babası ile olan ilişkisi akıllara zarar.
* Bryce'ın babasının agresifliğinin altında yatan sebebi öğrendiğimde onun için üzüldüm. Daha doğrusu acıdım, hayallerinin peşinden koşamadığı için.
* " İnsanları onları tanımadan yargılamayın." Pek çok sahnede bu cümle vurgulanıyor. Özellikle Julie'nin ailesinin bahçelerinin neden çok düzensiz ve bakımsız olduğunu öğrendiğimizde insanları tanımanın önemini anlıyoruz.
*ER da oynayan pek sevimli doktoru burda höt höt suratlı biri olarak görünce epey üzüldüm doğrusu.

Film bittiğinde OLAMAZ BURADA BİTİREMEZSİNİZ ! diye bağırdım evet. Ve evet sonra hııııııaaa diye kedimsi sesler çıkararak kendime sarıldım. Ve sonra arkadaşlarım bana güldüler. Doğrudur.

Havalar hazır soğudu, hazır güne genelde karanlık hakim. Açın filmi, alın çikolata tatlı, sarılın battaniyeye izleyin.


Kimilerimiz soluk, kimilerimiz parlak, kimilerimiz ışıl ışıldır. Ama çok nadiren rengarenk biriyle karşılaşırsın ve işte o zaman hiçbir şey ile kıyaslanamaz.



Zeze

Phasellus facilisis convallis metus, ut imperdiet augue auctor nec. Duis at velit id augue lobortis porta. Sed varius, enim accumsan aliquam tincidunt, tortor urna vulputate quam, eget finibus urna est in augue.

2 yorum:

Hayallerim, Delorean ve Sen dedi ki...

Yazını okuyunca hemen izlemek istedim filmi; sonra baktım yönetmeni Rob Reiner'mış! Çok severim Mr. Reiner'i, artık kesin farz oldu. İzlenecekler listemde yukarı çıktı.

Sevgiler efem.

Zeze dedi ki...

Seversin umarım :) Bir gün ben de yönetmen isimlerine dikkat eden bir insan olcam işallah.