Güzel Eski Dünya


  • İki gece önce miydi neydi. Ders programı ayarlamaya çalıştım kendime. Sonra ortaya çıkan programın sevincinden uyuyamadım. Böyle mutlu okunursa okul, ilerde para falan kazanılamazmış gibi hissetmeme sebep olan "hobi olarak gene yap" kafası! Çık damarımdan.

  • "Siyaset, en geniş anlamda, insanların hayatlarını düzenleyen genel kuralları yapmak, korumak ve değiştirmek için gerçekleştirdikleri faaliyettir." demiş Andrew Heywood, Politics'te. O zaman apolitik olmak pek mümkün değil gibi? Biz genelde kavramlara yaptığımızın aksine, kelimenin köküne inerek değerlendiriyorsak demek:  "Politics (siyaset) kelimesi polisten gelir ki bunun sözlük anlamı şehir devletidir. (...)Bunun ışığında siyaset, polisin işlerine, daha doğrusu 'polisle ilgili olan'a atıfla anlaşılabilir. Bundan dolayı, bu tanımın modern biçimi, 'devletle ilgili olan'dır."

  • Yeni fark etmiyorum ama, hakikaten sadece kendisini düşünen bireylerden oluşan bi nesiliz biz. Seksen öncesi olaylarından bahsederken, "Ne süt bi nesilmişiz biz yahu" dedim, babam da "Öylesiniz tabii." dedi. O günlerde yapılanların yiğitlik vesaire olmasından ya da hayranlık ifadesi olarak değil, ama bir jenerasyonda değer yargılarının bu kadar değişmesi çok etkiliyor beni. İyi yönde/kötü yönde diyemiyorum henüz. Dünyayı birilerinden nefret ederek kurtarmanın mümkün olduğuna inanmak istemiyorum, ama facebook iletileriyle de pek ilerleme kaydedilemez değil mi? "Dünyayı güzellik kurtaracak" denmiş ya, sanat var, güzellik var işte. İyilik değil, ahlâk değil, güzellik.

  • Güzelliği unutan bi dünyanın iflâh olmayacağını düşünüyorum. Brave New World'deki gibi. Güzel olana ulaşma çabası durdukça, insan olmak da unutulmaz diye umuyorum. Zaten bu blog da, koskoca dünyada ufacık bi nokta da olsa, güzelliği paylaşma amacı taşıyor. Güzelliğin unutulmasından korktuğum anlarda içime bir damla su serpen şey de budur.

katharsis

Phasellus facilisis convallis metus, ut imperdiet augue auctor nec. Duis at velit id augue lobortis porta. Sed varius, enim accumsan aliquam tincidunt, tortor urna vulputate quam, eget finibus urna est in augue.

2 yorum:

Eren dedi ki...

merhabalar. yavaş yavaş birikenleri okumaya geçmişken yazayım :

törenlere gitmekten oldukça sıkılan bir nesiliz biz. bugün geçtiğimiz yolda 'yaşasın 19 mayıs' yazısını görünce senin bahsettiğin şu algı değişmesini düşündüm. üzerine girip blogunda bunu görünce paragraf ilgimi çekti.

açısı pek önemli olmamakla birlikte bir şeyler yapılması bile önemliydi pek tabii. toptan tepkisiz ve hepten bıkkın bir nesil bizimkisi. bireyin umudu -genel hayat haline- hiç yok. acı her zaman daha cazip, garip.

katharsis dedi ki...

Asıl mücadelemiz kendimizle olduğundan, dışarıya ilgimiz çok azalmış gibi geliyor bana. Tepki yok, varsa da hep nefretle öfkeyle eş anlamlı."Tepki" kelimesinin bile negatif algılanışı bundan belki de.