Bir cuma sabahı internette aylak aylak gezerken bir arkadaşımın paylaştığı linki gördüm : "Kings Of Convenience sevenler, ahanda size türkünü buldum: Erkin Gören." Hemen açtım tabi dinlemeye başladım. Kendisi artık resmi olarak "birileriyle paylaşmaktan kıskandığım ama çok da paylaşasım olan" insanlardan.
Şarkılarını internet sitesinden indiriyorsunuz. Ücret hem var hem yok. Gönlünüzden ne koparsa diyor. Parasız gençler, "meteliksiz müzikseverler", indirirken meblağ olarak 0 yazarak indirebiliyor şarkıları.Şarkıları sakin, huzurlu, muzip, çocuksu,biraz şakacı http://music.erkingoren.com
Şarkıları dinlerken albüm kapakları da dikkatimi çekti ister istemez. Meğersem kendisi çizermiş ! Meğersem kendisi aslında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi resim bölümünden mezunmuş. Bazı insanlar vardır işte, içleri o kadar doludur ki boşalt boşalt bitmez. Yazar, çizer, söyler... Sırrın ne söyle bana dostum !
" Eğer elman biterse, benimki senin olsun."
Şarkılarını da şu an eğitim gördüğü Berlindeki apartmanında kaydediyormuş. Hem hayranlık duydum, hem kıskandım. Sen ben olmalıydın, ben sen olmalıydım.
Sitesini inceledikçe değişik projeleri çıkıyor meydana, hangi birinden bahsedeceğimi şaşırdım.
Eğer çok daha dikkatlı bir okuyucu olsaymışım, üşenmeyip ertelemeseymişim, azcık araştırsaymışım bu güzel insanla daha önce tanışabilirmişim meğersem. Dijital mecmua olmadan önce basılan son Bant sayısında onun illustrasyonunu görmüşüm, sitesinde görünce hatırladım. Boşluk isimli bir şarkısı olduğunu görünce pek şaşırmadım:
"Şimdi bir boşluk hasıl oldu
Herkes bağırır bazen, kazan kaldırır.
Yalnızım ben bak istersen,
Yalnızım ben bak istersen.
Elimi tutan bu şey,
Bu kalbimi ezen
Olması gereken ama hep giden
Şimdi bu boşluk nasıl oldu?
Hayvanların asıl oğlu
Yalnızım ben
Gel bak istersen
Yalnızım ben, bak istersen" bakınız: http://www.erkingoren.com/en/uyuyan-adam/
Ganimet defterimden bir paragraf geldi aklıma;
"İnsanı habire meşgul eden bu kendini yaratma halinin anlaşılması gerekir. Bunun nedeni nedir ? Nedeni yüreğinde sürekli seni yiyip bitiren bir boşluğu hissediyor oluşundur. Kim olduğunu bilmiyorsun ve kim olduğunu bilmeden yaşamak çok zordur."
Bence bu güzel insan Erkin Gören de bizim gibi varoluşun hayalet ağrısından muzdarip. Ama o içindeki boşluğu doldururken harika işler yapanlardan. Sürekli bir yaratma halinde olanlardan. Bende ( ki bence katharsisde de) "çok laf az iş" sendromu var. Erkin Gören'deki pratiğe döküşlü(lü)k bize de nasip olur diye umalım. Yok yok ummayalım, harekete geçelim. Evet, evet geçelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder