Düşünün beşinci sınıftayken doğum günümde hediye gelen Varlık Şiirleri Antolojisi'ne liseye kadar elimi sürmedim. Lisede de sadece rastgele sayfa açıp bir kaç şiir okumaktan öteye geçmedim.
Ama bir tane şiirle karşılaşmıştım ki, çok sevdim. Dünyam da uygun bir yere yerleştirdim. Ganimet defterimin derinliklerinden size gelsin:
Kaçtı ormana küçük kız. Kelebekler kovaladı.
Eğilip su içti dereden. Şarkılar söyledi ovada.
Renkli taşlar, kemikler ve mor zambaklar doldurdu eteğine.
Bir ağacın kovuğuna gizlendi.
Bulundu.
Taradı özenle sakallarını. Parklarda gezdi.
Yanına oturdu gençlerin. Çocukların saçlarını okşadı.
Yol sordu. Ateş istedi sigarasına.
Kahvelere girdi çıktı. Islık çaldı. Dik yürüdü bütün gün.
Bulunamadı.
Erdoğan Alkan
Küçükken vakit geçirmek çok kolaydır. Her köşe başında oyunlar bulur çocuk. Zaman akıp gider. Yaşama enerjisi bitmez tükenmez. Peki ya ilerleyen yaşlarda? Her çabaya rağmen gün bitmek bilmiyorsa? Artık eskisi gibi tat alamıyorsa?
Daha çok şiir okumalı. Ama kimden okumalı, hangisini okumalı?
5 yorum:
Evet daha çok okumalı. Eğer okur da beğenirsen buradan paylaşmanı beklerim ben şahsen. :) (biraz hazıra alışmışım galiba)
Paylaşırım tabi paylaşmam mı hiç? Ama keşke birileri bana yardım etse başlamak için !
Bana ilk yolladığında durumumdan dolayı olsa gerek dörtlükleri pek algılayamamıştım. Yine okudum. Anlam kazandı. Şiirin en güzel anı bu sanırım, tek seferlik değiller.
Şiir zamana ve kişiye göre değişen bir şey sanırım. Tekrar okuduğunda bi'şeyler bulmana sevindim ! :)
şiir okumanın hazzı başka.
Yorum Gönder