Evde yalnızsınız, izleyeceğiniz film ile biraz tüylerinizin diken diken olmasını, hatta izlerken dehşete düşmeyi istiyorsunuz. O zaman bu film sizin için çok uygun! Size karakterlerin ruh halini çok iyi yansıtan, izlerken içinizin sıkıştığı, sarsıcı bir film.



Özgürlüğüne düşkün, seyahat etmek en büyük tutkularından biri olan Eva, kocası ile evlenir ve kök salmaya başlar. İlk çocuğu Kevin ile olan ilişkisi ise pek tahmin edildiği gibi olmaz. Kevin'in annesi Eva ile olan sıradışı ilişkisi beni etkilediği kadar sizi de etkiler diye düşünüyorum.

2011 yılı film ekiminde dikkatimi çeken ama gidemediğim bir film idi We Need to Talk About Kevin. Bir yaz gecesinde izleme fırsatı buldum ve çok etkilendim. Geçmişe ve günümüze gidiş gelişleri, karakterlerin ruh hallerinin seyirciye yansıtılışı ve oyunculukları ile on numara film. Filmden ve sonrası araştırmalarımdan mini mini notlar:

 -    Lionel Shriver'a ait bir kitabın film versiyonuymuş. Kitap, Kevin'in annesi Eva'nın eşi Franklin'e yazdığı mektuplardan oluşuyormuş. Bunu okuduğumda çok şaşırdım çünkü film de böyle bir kurgu söz konusu değildi. İlk fırsatta kitabı da okumayı düşünüyorum. Kitap ile ilgili bir diğer ilginç şey ise bir erkek ismine sahip olan yazar aslında Margaret Ann isimli kadın imiş ve Lionel Shriver yazar olarak takma adıymış.

 -     Filmi izledikten sonra ilerde anne olursam depresif karakterimin baskın çıktığı anların neye benzeyeceğini az çok tahmin etmiş oldum. Korkmadım desem yalan olur.