Günlerin Köpüğü - Boris Vian

İtiraf ediyorum ilk okuduğumda Günlerin Köpüğü'nü pek sevmemiştim. Lise bir miydi, iki mi? G. vermişti bana al oku mutlaka diye. O zamanlar şimdikinden daha bir mantık delisiyim. Sürrealizm de neymiş peh, karman çorman bir şey bu demiştim.

Ama bu yaz Boris Vian'a tekrar bir şans verdim, Yürek Söken ile Borisciğim ile aramızda gerginliğe bir son verdik.

Bantmag aracılığı ile Günlerin Köpüğü filminin çıkacağını görünce bir heyecanlandım. Boris Vian'ı da hazır sevebilmişken kitabı tekrar okuyayım dedim. Geçen gün de Y. filmin fragmanını paylaşınca bu yazıyı yazmak şart oldu. Baş karakterlerden Chloe'nin de Audrey Tautou ( Amelie desem daha tanıdık gelir mi? ) olduğunu görünce kıpır kıpır oldum.


Tekrar okuyunca gerçekten çok sevdim ben  Günlerin Köpüğü'nü. Hiç spoiler veresim yok, bizzat okuyun sonra da filmi izleyin derim. Bir bölüm paylaşayım sadece:

- Neden öyle horlamayla bakıyorlar? diye sordu Chloe. Çalışmak öyle önemli bir şey değil ki...
- Öyle öğrenmişler bir kez, dedi Colin. Genellikle herkes bunu söyler. Aslında kimse iyi bir şey olduğunu düşünmez çalışmanın. Alışılagelmiş artık. Kötü bir şey olduğunu düşünmemek için çalışırlar.
- Her şeye rağmen, makinelerin yapabileceği bir işi insanların yapması çok aptalca bir durum.
- Makineleri de yapmak gerek, dedi Colin. Kim yapacak onları?
- Aslında öyle, dedi Chloe. Yumurta için tavuk gerek, ama tavuk olunca istediğin kadar yumurta alabilirsin. Demek en iyisi tavuktan başlamak.
- Makineler neden yapılamıyor, dedi Colin, onu bilmeli. Zaman kaybından olsa gerek. İnsanlar yaşamak için zaman kaybediyorlar, bu nedenle çalışacak zamanları kalmıyor.
- Aslında tam tersi değil m? diye sordu Chloe.
- Hayır, dedi Colin, makineleri yapacak kadar zamanları olsaydı, sonrası hiçbir şey yapmaları gerekmeyecekti. Yani çalışmamak için makineler kurmaya çalışacakları yerde yaşamak için çalışıyorlar, demek istiyorum.
      ...
- Öyleyse aptallık ediyorlar... dedi Chloe.
- Evet aptallık ediyorlar, dedi Colin. Bunun için onlar da kendilerine çalışmanın iyi olduğunu söyleyenlere inanıyorlar. Böylece düşünme güçlüğüne katlanmıyorlar ve ilerlemeyi araştırmıyorlar, bir daha çalışmamayı akıllarına bile getirmiyorlar.
Günlerin Köpüğü okumak caz müzik dinlemekle eş değer. Kitapta bahsedilen şarkılardan biri:


Filmi bekliyoruz merakla, kalın sağlıcakla.

Ps: Keşke bizim evde de piyanokteyl olsa!

Zeze

Phasellus facilisis convallis metus, ut imperdiet augue auctor nec. Duis at velit id augue lobortis porta. Sed varius, enim accumsan aliquam tincidunt, tortor urna vulputate quam, eget finibus urna est in augue.

6 yorum:

Supertramp dedi ki...

Elindeki çeviriyi merak ettim?
Ben de okuduğumda kitapta eksiklikler hissetmiştim ama bunun çeviri kaynaklı olduğu belli ediyodu kendini.
Piyasada güncel olarak tek çevirisi var diye hatırlıyorum 'E yayınları' diye aklımda kalmış.Sahaflarda eski çevirisini bulunca 2.kez okicam kitabı.

Supertramp dedi ki...

şunu da eklemek istiyorum.Michel Gondry'nin böyle bir film çekeceğini şimdi öğrendim ve nasıl mutlu oldum anlatılmaz:) Bu uyarlama için ondan daha iyisi olamazdı,yeni bir Science of Sleep geliyor belki de daha iyisi:)

Zeze dedi ki...

Evet benim elimdeki de e yayınları 91 baskısı, sahaftan almıştım. Ama çeviriden dolayı bir eksiklik yok bence. Yazının başında bahsettiğim karman çorman hal Boris Vian'ın tarzı biraz, gerçeküstü yazının doğal bir sonucu bence.

Seni haberdar etmiş olmak mutlu etti beni de merakla bekliyoruz o zaman!

Supertramp dedi ki...

Nereden duydum ya da okudum hatırlamıyorum ama eski ve güncel çevirilerini okuyan biri arada dağlar kadar fark olduğunu belirtmişti.Boris Vian'dan çok çok daha karman çorman kitaplar da okudum.Hatta bu kitabı benim okuduğum çevirisiyle okuyanlar;en sevdiği kitaplar arasına koyarken,yeni çevirisiyle okuyanlar bir daha kapağını açmicak derecede uzak duruyolar,çünkü tam anlamıyla olay kurgusuna hakim olamıyolar.
Ahkam kesmiş gibi olmayayım aslını anlamicağım ya da farklı çevirisini okumadığım bir kitabın anlatımı konusunda ama göreceli listelerde ilk 100' e giren kitaptan daha iyisini beklerdim.

Zeze dedi ki...

İlginç genelde eski baskıların çevirileri iyi olmaz. Ben de yeni baskı okumadığım için yorumsuz kaldım şu an.

Supertramp dedi ki...

Merak edip şimdi baktım ben de.E yayınları yıllardır basıyomuş kitabı farklı çevirmenlerle.Zamandan bağımsız,tamamen çevirmenle ilgili bi durum diyerek gidebilirim.